Motosiklette Counter Steering
Bir motoru sola döndürmek için, gidonu sağa çevirirsiniz. Garip ama gerçek. Aynı durum bisikletler için de geçerlidir. Zaten bu yüzdendir ki beynimiz “Sağa gitmek için direksiyonu/gidonu sağa çevir” kısır döngüsünü kırana kadar yaralı dizlerden kurtulamayız. Bu sol-sağ muammasına bildiğiniz üzere counter steering diyoruz (illa Türkçe’ye çevireceksek, tersine yönlendirme diyebiliriz). Çok şükür ki tersine yönlendirmeden yararlanmak için neden ve nasıl olduğunu anlamak zorunda değiliz.
Aslında çoktan counter steering’i biliyor ve kullanıyorsunuz. Sadece farkında değilsiniz. Nereden mi biliyoruz? Aksi durumda tek bir virajı bile dönemiyor olurdunuz. şimdi, ne yaptığınıza dikkat edecek, hangi etkinin motorda ne tepki yarattığını öğrenecek ve motoru yönlendirmeye daha hakim olarak sürüşünüzü pürüzsüz hale getirip, özgüveninizi arttıracaksınız. Counter steering tekniğine hakim olmanın ilk ve temel sebebi hayat kurtarıcı bir teknik olmasıdır. Ani bir tehdit ile karşılaştığınızda, beyninize hücum eden korku ve binlerce düşünce arasında ne yapacağınızı bilemez halde iken, kullanımı kolay ve basit bu teknik sizi ve motoru tehlikeden hasarsız sıyırıp cankurtaranınız olabilir.
İstatiksel olarak yolda karşılaştığımız kazaların büyük çoğunluğunun sebebi pilot hatasıdır. Bu kazalar arasında en büyük paya sahip olanlar dönüş sırasında yapılan hatalardır. Kaza ertesinde yapılan analizler göstermiştir ki, motorun virajı alacak kapasitesi olmasına rağmen paniğe kapılan sürücü motoru dikleştirmiş veya gereğinden az yatırıp dönüşü gerçekleştirmesine mani olmuştur. Bunun gerçek hayattaki karşılığı ise; sağa dönüşlerde aksi yöndeki şeride dalıp karşıdan araba gelmemesi için dua etmek, sola dönüşlerde ise tarlaya çıkmak (veya şanssızsanız çelik refüjlere vurmak).
Benzer bir acizliği veya endişeyi araba ile yaşamanız mümkün değil. Direksiyon başında oturuyorken sağa dönmek istediğinizde direksiyonu sağa çevirirsiniz. Daha dar açıyla dönmek gerekirse, direksiyonu daha fazla sağa kırmak yeterlidir. Aynı durumu motor üzerinde yaşarsak panikleyerek beynin refleks haline getirdiği tepkilerine boyun eğeriz. Bu da –tahmin edeceğiniz üzere- sağa gitmek istiyorsan gidonu sağa kır! Neticenin ne olacağını söylememe gerek yok sanırım.
Kazadan kurtulmanın reçetesi oldukça anlaşılır. Sağa dönmen gerekiyorsa sağ elciği, sola dönmek istiyorsan sol elciği ileri it. Bu kadar basit. Gövdenin geri kalanı ile ne yaptığının hiçbir önemi yok. ister pegler üzerinde step dansı yap, ister Valentino Rossi gibi ayaklıklara basınç uygula, ister salıncaktan sarkan maymun gibi seleden yere uzan, gidonu uygun şekilde çevirmedikçe motoru döndüremezsin. Sürekli talim ederek counter steering tekniğinin refleks haline gelmesini sağlamak zorundayız. Aksi durumda tehlike anında kendimizi motoru ayağa kaldırırken buluruz.
Avuç içlerini kullanarak motoru yönlendirdiğinizde, elcikleri sıkı sıkı tutmanın gereğinin olmadığını fark edeceksiniz. Böylece sürüşünüz daha konforlu hale gelecek, gidon hakimiyetiniz hassaslaşacak. Her ne kadar tavsiye edilmese de viraj içinde mecburiyetten sıktığınız fren, motoru ayağa kaldırmaya çalışır. Avuç içi ile gidona baskı yaparak motoru yatık açıda tutabilir, virajı dönmeye devam edebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece viraj çıkışına bakmaya devam ederken dönüş tarafındaki elciği itmeye devam etmek. Büyük ihtimalle motor virajı alacaktır.
Tersine yönlendirme sadece tehlike anlarında işinize yaramaz. Gündelik kullanım sırasında daha akıcı olmanıza yardımcı olur. Gelin daha önce anlattığımız tekniklerle birleştirelim. Dönüş noktasına geldiğinizde dönüş tarafındaki omuzu düşürüp gidonu ileri itin. Aynı zamanda da burnunuzla gitmek istediğiniz noktayı gösterin (bu durumda viraj çıkış noktasını). Gidonu ittiğiniz anda motorun dönmeye başladığını göreceksiniz. Dönüşü daha dar almak gerekiyorsa gidonu daha sert ileri itin. Daha geniş almak içinse baskıyı azaltıp motorun kendi kendine ayaklanmasına izin verin.
Eğer imkan olur da motoru piste veya trafiğe kapalı alana çıkartabilirseniz, deneme yanılma ile motorun ne kadar ani yatırılabileceğini görebilirsiniz. Hızlı gitmek demek son ana kadar fren yapmamak ve fren noktasını geçer geçmez motoru olabildiğince hızlı devirmek demektir.
Dar dönüşlerde viraja geç girip dönüş tarafındaki elciği olanca güçle ileri iter, gözleri çıkış noktasına kilitler, apex noktası geçer geçmez de gazı açarak motorun kendi kendine dikleşmesine izin veririz. Bunlar tur zamanlarınızı kısaltan, 32 dişinizle sırıtmanıza neden olan eğlenceler olsa da gerçek hayatta motorun ne kadar kıvrak olduğunu, tehlikeden ne kadar seri sıyrılabileceğini anlamanın yollarından biridir. Deneyin, eminim seveceksiniz.
Hiç yorum yok